<body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar.g?targetBlogID\x3d35186785\x26blogName\x3dhayata+dair\x26publishMode\x3dPUBLISH_MODE_BLOGSPOT\x26navbarType\x3dSILVER\x26layoutType\x3dCLASSIC\x26searchRoot\x3dhttps://samimiyet.blogspot.com/search\x26blogLocale\x3dtr_TR\x26v\x3d2\x26homepageUrl\x3dhttp://samimiyet.blogspot.com/\x26vt\x3d-2183711343683033238', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script> hayata dair <body>

hayata dair

Karadeniz selam veriyor...

03 Şubat 2008 Pazar


Bismillahirrahmanirrahim,
Sabahın feyz ve bereketini aldık, güne hayırla başladık inşaallah. Dün gece dostlarla beraberdik. Allah hepsinden razı olsun. Aynı mekanı paylaşan insanların birbirine muhtaç olmalarından kaynaklanan zaruri bir arkadaşlık değildi bu. Birbirini Allah rızası için seven, Allah rızası için muhabbetleşen, gönül birliği olan güzel insanlardan bahsediyorum. Madden olamasa da manen hep beraber, hep bir olan insanlar.
Yakınken kıymetlerini bilemedik. Ama çok şükürki, teknoloji vesilesiyle halen görüşebiliyoruz. İçimizi boşalttık, rahtladık inşaallah bir nebze. Sıkıntımız var, tamamen kendimizden kaynaklanan sıkıntılar. Ne para, ne iş, ne de aş... Günah işlemeye devam ediyoruz ve de bile bile bunlarda ısrar ediyoruz. İnsan göz göre göre neden haram işlerde bulunurki? Allah'ın varlığını , birliğini bildiğimiz ve de her an izlendiğimizden haberdar olmamıza rağmen neden nefsimize yenik düşeriz? Demekki samimiyet yok, ihlas yok. Parçaları birleştirmede eksiklerimiz çok.
Ye'se düştüğümüz zamanlar oluyor, sonra silkiniyoruz kendimize gelmeye çalışıyoruz ve tevbe ediyoruz. Hata yaptığımızı bile bile, bin kere tevbemizi bozmuş olsak bile yine de Rabbimizin sonsuz rahmetine sığınıyoruz. Biliyoruzki, O'nun merhameti, şefkati çok engin. O an kalbimi huzur ve sükun kaplıyor, rahatlıyorum. Yüce Mevla'nın rahmet kapısı ardına kadar açık çünkü, bunu biliyorum.
Aciziz, hatalar yapıyoruz, Sen affeyle ya Rab. Bizi azabınla yargılama, bizi rahmetinle ve merhametinle hesaba çek. (amin)

30 Aralık 2007 Pazar


Bismillahirrahmanirrahim,
İş hayatına atılınca gaflete dalıp gittik. Ev idaresi, geçim derdi derken asıl amacımız unuttuk. İnşaallah Rabbim izniyle şöyle bir silkindik , üzerimizdeki dünyalık işleri attıktan sonra kendimize , özümüze döndük. Rabbim daim kılar inşaallah. Bu seneyi de bitirmek üzereyiz, ömürden bir yıl daha geçti. Gerçek dünyaya varmaya bir sene daha yaklaştık. Babanın oğlunu unuttuğu, ananın yavrusunu unutup kendi derdine düştüğü o güne biraz daha yaklaştık.
Acaba geriye dönüp bir baktık mı? Bu geçen 365 gün boyunca ne yaptık, hangi amelleri işledik. İnşaallah kimsenin bu tablosu benimki kadar iç karartıcı değildir. Allah korusun! Ümidimizi hiç kaybetmedik inşaallah ama kendi muhasebemizi yapmaz isek, nasıl toparlanıp kendimize çekidüzen verebiliriz. Nasıl özümüze döneriz? Tabiki herkes geldiği yere gidecek, ama dönüş yapan her faninin akıbeti aynı olmayacak. Dünyaya hakettiği kadar değer verip kendini Allah yoluna adamış biriyle, bizim gibi çoğu zaman uykuda olup , yaptığı işleri hayra çeviremeyen birinin akıbeti tabiki aynı olmayacaktır. Ancak ümitvarız her zaman . Her yaptığımız ameli diğer alemi düşünerek yaparsak, inşaallah doğru yolda olacağız ve yine inşaallah Rabbim bizleri affedecektir.
Bu bir davettir ümmeti Muhammede, yarın kendimizi sorgulayalım, yaptığımız ameller Allahın rızasına uygun mu , yoksa her gün zararda olanlardan mıyız?
Rabbim bizim ve tüm müslümanların dualarını kabul etsin, attığı her adımda Allahın rızasını gözeten kullarına bizleri de dahil etsin, her işimize hayırla başlamayı ve hayırla neticelendirmeyi nasip etsin inşaallah (amin).

09 Eylül 2007 Pazar


Bismillahirrahmanirrahim,
Vakit öğleye doğru ilerliyor. Samsun'da bir mekandayım. Bir tarafımda 19 Mayıs Üniversitesi, bir tarafımda deniz ve alabildiğine yeşillik. Ya Rabbi, ne güzel yaratmışsın! Bu güzelliklerin , nimetlerin arasında olup da tefekkür etmemek mümkün mü? Bir okulun bahçesinde sükunet içerisinde oturuyorum. Kendilerini Allah yoluna adamış insanların eğitim yuvası burası. Allah onlardan razı olsun. Allah hizmet aşkıyla yanıp tutuşan, birilerine bir şeyler öğretme çabasında olanlardan razı olsun.
Biz kendimizi eğitmek hususunda ne kadar acizsek onlar bu noktada o kadar ileriye taşımışlar kendilerini.Bırakın kendilerini cihana açılmış durumdalar Allah'ın yardımıyla.(Bizden kastım sadece ve sadece kendi nefsimdir) Önlerine ne kadar engel konulursa konulsun yılmamışlar, daima ileriyi, iyiyi ve güzeli hedeflemişler, Allah'ın rızasını kazanmaktan başka bir şey düşünmemişler. Rabbim bu yolda olanların cümlesinden razı olsun.

Önümde bir kuş havada süzülüyor. Kendini rüzgara bırakmış. Hiç sıkılmadan dakikalarca izliyorum ta ki gözden kayboluncaya değin. Acaba bize bir şey mi anlatmaya çalışıyor? Rabbim'in bu kuşla bize söylediği nedir acaba? Hiç düşünüyor muyuz, tefekkür ediyor muyuz? Şu ana kadarki hayatımızda geriye dönüp bakınca neler yaptık acaba? Geçmişte yaptıklarımız bizi tatmin ediyor mu, yoksa ' Allah'ım ben bu zamana kadar ne yapmışım ? zamanımı, paramı , gençliğimi hep malayani şeylerle bitirmişim' mi diyoruz? Bütün bunlar için tevbe ediyor muyuz? Olaylara Sahabe şuuruyla bakabiliyor muyuz? Onların yaptığı gibi haramdan kat'i bir şekilde uzak durabiliyor muyuz? Onların gösterdiği sadakati, bağlılığı Peygamber Efendimiz (s.a.v)'e gösteriyor muyuz?Hayatımızda harama ve helale ne kadar dikkat ediyoruz? Hiç bunları düşünüyor muyuz?
Rabbim bizi istikametten ayırmasın.Helal dairesinde yaşayan kullarının zümresine bizi dahil eylesin. Senin yolunda ızdırap duyan, bir derdi olan kullarından eyle bizi ya Rab! (amin)

04 Ağustos 2007 Cumartesi

Bismillahirrahmanirrahim,
Ya Rabbi hamd olsun verdiğin nimetlere, hamd olsun sabahın feyz ve bereketinden istifade etmeyi nasip ettiğin için. Hamd olsun beni gaflet uykusundan uyandırdığın için.
Fatsa sahilinde oturuyorum. Vakit sabah namazından hemen sonra. Sabahın serinliğinde ufka doğru bakıyor olmak, güneşin doğuşunu beklemek harika bir duygu. Sanırım bugün güneşin doğuşunu izlemek nasip olmayacak, hava kapalı çünkü. Bu sebepten moralimi bozacak değilim, hele hele arkamdan hızla geçen arabaların gürültüleri beni hiç mi hiç rahatsız edemez.
Evleneli yaklaşık bir buçuk ay oldu.Elhamdülillah her şey yolunda. Tek sıkıntım iş.Allah başka keder vermesin. Başvurduğum yerlerden haber bekliyorum. Buna rağmen günlerim pek boş geçmiyor. Kayınpederle beraber sürekli bir şeylerle uğraşıyoruz.Malesef ki hep dünyalık işler.
Ya Rabbi bizi gaflet uykusundan uyandır! İhlas ve samimiyet nasip et. Kafamızdan geçen hayırlı şeyleri icraate geçirmeyi nasip et, icraate geçirecek gücü ve iradeyi ihsan eyle. Sen bu aciz kullarını affet(amin).

04 Haziran 2007 Pazartesi

Bismillahirrahmanirrahim,
Ilık bir yaz gecesi, kayınpederin balkonunda oturuyorum. Uzun zamandır yaşamadığım bir sükunet halini yaşıyorum. Bu hal hoşuma gidiyor. Elime defterimi aldım. Bir şeyler yazma ihtiyacı hissettim. Az önce dışarıdan geldim. Sanırım aylar oldu cemaatle namaz kılmayalı. Cumaları saymazsak, epey zaman geçti cemaate iştirak etmeyeli. Hafif bir esinti ve akasya kokuları arasında caminin yolunu tuttum. Bu kısa yolculuktan aldığım hazzın tarifini yapmam mümkün değil. Bu vesile ile kısa bir süre de olsa nefis muhasebesi yapma imkanı buldum.
Mehmet Hocam aklıma geldi birden. Birkaç gün önce kalp krizi geçirmiş ve ona anjiyo yapılmıştı. Rabbim ona acil şifalar versin inşaallah(amin). Çok değer verdiğim bir insan ciddi bir rahatsızlık geçiriyor ve ben bunu yeni duyuyordum.Kendimden utanmıştım. Hocam inşaallah hakkını helal eder. Allah ondan razı olsun.Rabbim ona uzun ve hayırlı bir ömür nasip etsin (amin).
Yaklaşık 3 hafta oldu Fatsa'ya geleli. Alıştım artık buraya. Küçük yerleri sevmemin bunda etkisi var tabi. Düğün hazırlıklarını tamamladığımda inşaallah ve Rabbim de sağlık ve imkan verirse istifade etmeyi düşünüyorum. Allah elinde imkan olanlara güzel şaylerden faydalanmayı nasip etsin (amin).

28 Mayıs 2007 Pazartesi

Bismillahirrahmanirrahim, 21.04.2007
Şafak artık 24. Bir aydan aşağı düştük elhamdülillah. Artık lojman nöbetlerine gidiyorum. Son ayım daha rahat geçecek inşaallah. Sevdiklerimi ve memleketimi o kadar çok özledim ki, ne kadar yazsam da duygularımı kağıda aktarabilmem mümkün değil. Dün gece 1986-1 tertipler ve 313. ncü kısa dönem askerler için taburda eğlence düzenlendi. Benim için ızdıraptan öteye geçemedi. Tabur ve bölük komutanı askerleri sözüm ona eğlendirmeye, onların vatani görevlerini nihayete erdirecekleri şu sıralarda streslerini azaltmaya çalışmışlardı. Ne yazıkki farkında değillerdi, onların şehevani duygularını daha da kabartmışlardı. Ya Rabbi Sen ıslah eyle! Nerede o Kurtuluş Savaşı'ndaki askerler? Gelin görün içler acısı halimizi. Vatani görevini yapmış ve yapmakta olanlar beni daha iyi anlayacaklar. Vatan görevi adı altında yaptığımız bu hizmeti çoğu zaman bize untturuyorlar. Çok kutsal bir vazife olmasına karşın, bizi başka şeylerle meşgul edip bu güzide topraklara karşı olan duygularımızı köreltiyorlar. Ya Rabbi ordumuzun ve devletimizin başına inançlı, dirayetli, Allah korkusu olan insanlar nasip et. Devletimize ve milletimize zeval verme.
Her türlü olumsuzluğa rağmen ayaktayız ve olmaya devam edeceğiz inşaallah, Allah'ın tevfik ve inayetiyle.Yeter ki biz Allah'a kul olalım ve kulluğumuzun gereklerini yerine getirelim.

26 Mayıs 2007 Cumartesi

Bismillahirrahmanirrahim, 15.04.2007

Saat akşam 8'e yaklaşıyor ve ben kütüphanemde oturuyorum. Kaç zamandır Savaş Abim'in benden istediği yazıyı tamamlamaya çalışıyorum. Bu hafta sonu Kıbrıs'ı gezme fırsatımız oldu çok şükür. 1986-1 tertiplerle beraber düzenlenen geziye katıldık. Çok da faydalı olduğu kanaatindeyim. Cumartesi Girne'yi, pazar ise Magosayı dolaştık.
Öncelikle Saint Hilarion Kilisesi; Ortaçağ dönemine ait bir eser. Girne'de oldukça yüksek bir yere yapılmış. Muhteşem bir manzaraya sahip. bir sonraki durağımız Bellapais Manastırı'ydı. Son olarak da Kıbrıs harekatında rumlardan ele geçirilen tanklar ve zırhlı araçlar müzesini gezme fırsatımız oldu. Bir savaş demir yığınlarını bu hale getirebiliyorsa insanoğluna neler yapmazki? İnsan düşünmeden edemiyor. Yanımızda bize eşlik eden bir rehberimiz olmadığından bu yerlere sadce bakmakla yetindik. Burdan alay komutanına sitemlerimizi iletiyoruz. Belki bu sayede daha iyi bir şekilde istifade edebilirdik. Kıbrıs'a bir daha yolumuz düşermi bilinmez, ama çok şükür Rabbim bize bu imkanı sundu.
Pazar günü ilk durağımız , mağosa yolu üzerinde bulunan köy mezarlığıydı. Muratağa ve Sandallar Köyü toplu mezarı. Burada 89 kişinin mezarı bulunuyor. Rum ve yunan askeri 1974 temmuzunda bu iki köyün erkeklerini toplama kamplarına götürmüşler ve geride kalan kadın, çocuk, yaşlı demeden 89 kişiyi katletmişler. Bu çok vahim olayı bize, oraya vardığımızda bizi bekleyen Kamil Meriç anlatıyordu. O da toplama kamplarına götürülenlerden biriydi. Karısı ve yaşları 1.5 ile 6 arasında değişen 4 çocuğu rumlar tarafından acımasızca öldürülmüş ve, yakılmış ve bir çukura gömülmüştü. Bu ne biçim bir insanlık? '' İnsanoğlu melaikelerin d e üstüne çıkabilir, aynı zamanda hayvanlardan da daha aşağıya inebilir''. Rabbim o kadar büyük ki, o insana bütün bunlara karşı dayanma gücü vermişti. Kendimi o babanın yerine koyduğumda tüylerim diken diken oldu ve Rabbim'e binlerce kez şükrettim. Ya Rabbi sen ne kadar büyüksün! Dualarımızı ettikten sonra oradan ayrıldık.
Sonraki adresimiz Saint Barnabas ikon ve arkeoloji müzesiydi. Burayı gezdikten sonra Magosanın merkezine geçtik ve bir kaç sattliğine bizi serbest bıraktılar. Bulunmaz bir fırsattı benim için. Çünkü ne zamandır istiyordum Lala Mustafa Paşa Camii'ne gitmeyi. Önceden katedral olan burası daha sonraları camiye dönüştürülmüştü. Lala Mustafa Paşa Kıbrıs'ı fethedince yıkılmasına razı olmamış. Bir minare eklenerek cami olarak hizmete sunulmuştu. Muhteşem bir mimariye sahipti, etkilenmemek mümkün değil. O muazzam yapı cami olma şerefine nail olarak çok muhteşem bir manevi atmosfere sahip olmuştu. Buna benzer bir camii de Lefkoşa'da bulunuyor. Selimiye Camii , eski adıyla St. Sophia Kilisesi. Atalarımız yüzyıllar önce buraları fethedip, buralara medeniyet getirmişler. Bunları düşününce bir taraftan gururlanıyorum, diğer taraftan da elimizde olan kültürel ve manevi değerlerimizi yeterince muhafaza etmediğimiz veya edemediğimiz için üzlüyorum.
bize verilen süre zarfında görebildiklerimiz bunlardı. Daha gezemediğimiz çok yer var. Yavru vatanın her köşesi tarih kokuyor. Zamanı ve imkanı olanlara tavsiye ederiz.